GönderenKonu: Anladım ki, iki kere iki dört etmiyor her zaman...  (Okunma sayısı 398 defa)

iefe66

  • Site Yöneticisi
  • İleti: 840
  • Üyelik Tarihi: 14-09-2011
Anladım ki, iki kere iki dört etmiyor her zaman...
Tarih : 26-11-2012 Saat : 10:20

Anladım Ki İki Kere İki Dört Etmiyor Her Zaman!..

Anladım Ki İki Kere İki Dört Etmiyor Her Zaman!..

Anladım Ki İki Kere İki Dört Etmiyor Her Zaman!..

İnsanların ne kadar kötü olduğunu görmek beni hiç
şaşırtmıyor, fakat bu yüzden hiç utanmadıklarını
görünce hayretler içinde kalıyorum.
(Goethe)

Yaşam yanıbaşımdan akıp gidiyor ve ben bir türlü yetişemiyorum. Yüreğimde buruk bir acıyla bakakalıyorum ardından.
Anılardan kırıntılar var hatırımda, anlamsız ucuz zamanlara dair. Oysa anlamı olan bir şeyler arıyorum geçmişimde... Anlamı olan bir şeyler girsin istiyorum hayatıma...

Hayatın bir yerinde bir fotoğrafa girmeye zorluyorum kendimi. Ama hep kenarda kalıyorum. Ben mi seçiyorum orayı hep? Yoksa onlar mı bana uygun görüyor, kestiremiyorum? Hep orada, yalanın, üçkağıdın, ikiyüzlülüğün, yalakacılığın olmadığı yerde kalıyorum. Hep kenarı uygun görüyorlar bana. Ortaları yalancılar, yağcılar, onursuzlar, üçkağıtçılar kapıyor...

Gözlerime bakıpta asıl utanması gerekenler utanmıyor ey hayat, ben utanıyorum onların yerine, utanmazlıklarından ruhum daralıyor, yüreğim inciniyor. Bazen çevremden, her şeyden kaçıp kurtulmak istiyorum. Hayatın bu kirli sahnesinde insanın iğrençliği tiksindiriyor beni.

Biliyorum ben iyi bir oyuncu değilim, kıvıramıyorum, kavrayamıyorum senaryoyu. Hayat yalancıyı,onursuzu, kıvıranı seviyor neylersin. Oyunun içinde aşağılık rolünü iyi oynayanı seviyor. Yüreğiyle değil, beyniyle oynayanı seviyor.
Aldatmanın aldatılmaktan daha makbule geçtiği bir zamandayız ey hayat, bu yüzden hep aldatıldım...

Oyunun adını bulmaya çalışıyorum, anlamaya çabalıyorum senaryosunu. Sevdiklerimin gözlerine bakıyorum, sevmediklerimin. Beni seviyor görünenlerin gözlerine bakıyorum, sevmeyenlerin. (Keşfettiklerim) bulduklarım, anladıklarım ürkütüyor beni. Ürküyorum hayattan ve hayatın rölünü iyi oynayan utanmaz haytalardan...
Çevremdekilere bakıyorum mertlik, dürüstlük denen kavramlar çoğuna yakışmıyor. Küçücük çıkarlar uğruna böyle ucuz duygusuz yaşayabiliyorlar. Bazen baban, kardeşin bile ucuz çıkarlar için seni satabiliyor... Olsun, ilk kez yaşamıyorum hayal kırıklığını, ilk kez yaşamıyorum ihaneti. Çocukluğumdan biliyorum ki, uzak dağbaşlarında yaralara merhem yerine tütün basarak ayakta durabiliyor çobanlar...

Ey yüksek uçurumlardan atamadığım kalbim, kanayan ve hiç kapanmayan bir yaraydı bıraktığın ömrüme. Bu yüzden acıyıp duruyor yüreğim, ömrümün susuz kalmış çiçeklerine... Uzlaşmasız kopuyor ilişkiler, parçalanan bulutlar gibi dumanlanıyor gözlerim. Anılar üşüşüyor belleğime, hüzünleniyorum, efkarlanıyorum, üzülüyorum...

Ne çok kırıldım, ne çok şey yaşadım hayatın bu kirli sahnesinde. Sancılarla örülmüş bir ömürden geliyorum ey hayat, acılarla örülmüş bir ömürden... Kırgınlıklar kolay iyileşmeyen yaralardır biliyorum... Kalbime batan hançerin sapını tutan el önemli değil artık! Nasılsa en büyük darbeyi insan yakınlarından, çevresindekilerden yer.
Bir Gün akşam olur elbet biter ömür, sızılar kalır geride. Bir de yüreğimde şiir kırıkları.

Anladım ki, iki kere iki dört etmiyor her zaman...