GönderenKonu: Bir babanın, evlenecek oğluna nasihati  (Okunma sayısı 436 defa)

iefe66

  • Site Yöneticisi
  • İleti: 840
  • Üyelik Tarihi: 14-09-2011
Bir babanın, evlenecek oğluna nasihati
Tarih : 02-01-2014 Saat : 17:04
Bir babanın, evlenecek oğluna nasihatiYazdıre-Posta
Ali Ferşadoğlu tarafından yazıldı.   
 

Âkil adam, Peygamber Efendimiz’in (asm) sözlerinden ve tecrübelerinden hareketle, oğluna evlenmeden evvel birkaç öğüt verir. İşte onlardan bir demet:

Oğlum! Şimdi sana 30 yıllık evliliğimin tecrübelerine dayanarak bazı nasihatlerde bulunacağım. Bu nasihatle uyarsan dünyada mutlu bir ömür geçirdiğin gibi, ahirette de ebedî saadete ulaşırsın inşaallah.

* Doğup büyüdüğü, senelerce yaşadığı bir yuvadan çıkarak, yabancı bir yere gelecek, huyunu-suyunu tam olarak bilmediğin bir insanla yaşayacak, bir yastıkta kocayacaksınız.

* Sen ona dost ol ki, o sana sevgili olsun.

* Sen evin direği ol ki, o da kirişi olsun.

* Sen ona hizmetkâr ol ki, o da sana cariye olsun.

* Ona sıkıntı verme ki, o da sana huzur kaynağı olsun.

* Sen ondan uzaklaşma ki, o da sana yakın olsun!

* Onun eğe, kaburga kemiğinden (mecazdır) yaratıldığını unutma ki, doğrultmaya kalkmayasın!

* Gözü ol, kulağı ol, kolu ol, gücü ol, onu koru ki, başkasına sığınmasın!

* Dışarıda işlerinle, içeride eşinle, çocuklarınla meşgul ol!

* Yiyecek, içecek hususunda cömert ol; “kanaati, iktisadı öğret”, ancak “Çok harcıyor, israf ediyor” diye asla şikâyette bulunma!

* Karının hakkını kendi hakkına tercih et!

* Eşinin akrabasını gözet!

* Evde asla asık suratlı olma, onu sevdiğini sık sık ifadeden çekinme!

* Eşinin senden ne istediklerini dikkatle not al! Meşrû isteklerini geri çevirmemeye çalış. Gücünün yetmediklerini ise, belirli bir takvime bağla. Tarihî geldiğinde de vaadini yerine getir.

* Evin idare ve düzeni ona aittir, her şeye karışma!

* Çocuklarının en büyük ve en tesirli hocası anneleridir.

* Eşinle sık sık istişare et.

* Yaptığın işleri, iyilikleri başına kakma! İyilik olarak ektiğin her tane, yüz tane olarak sana döner!

* Emirler yağdırmaktan kaçın. Ona güzellikle, iyilikle ve yumuşak sözle nasihat et.

* Hanımının hatalarını sakın çocuklarının ve başkalarının yanında söyleme. Yalnız iken, yumuşak bir şekilde söyle!

* Aile sırlarınızı kimseyle paylaşma.

* Kötü alışkanlıklardan ve yalandan uzak dur! Bunlar yuvayı içten içe yıkan birer kurttur.

* Sen ona katlanırsan, o da sana katlanır. O katlanmazsa da Allah’ın seni onunla imtihan ettiğini düşün. Ona her yönüyle iyi bir hayat arkadaşı olmaya çalış!

* Önemli gün ve bilhassa bayramlarda küçük ve basit de olsa, ona hediyeler al!

* Unutma, eşine merhamet edersen, sana da merhamet edilir.

* Daima tefekkürde ol. İbadetlerini ifâ et. Namazlarını vaktinde ve mümkünse cemaatle kılmaya çalış!

* Sen Allah’tan razı ol ki, Allah da senden razı olsun! Senin rızan, nimete şükür, nikmete rıza ve sabretmektir.

* Şu sözü çerçeveleterek başının üzerine as: “Nerede olursan ol Allah’a karşı gelmekten sakın; yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki bu onu yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlâkın gereğine göre davran.” (Tirmizi, Birr, 55.)

* Evliliğin de senin için bir imtihan olduğunu hiçbir zaman aklından çıkarma.


iefe66

  • Site Yöneticisi
  • İleti: 840
  • Üyelik Tarihi: 14-09-2011
RE:Bir babanın, evlenecek oğluna nasihati
Tarih : 02-01-2014 Saat : 17:07

 

 

 

BABA NASİHATI...

 

Bir baba evlenmek üzere olan oğluna şu tavsiyelerde bulunur.

 

"Son tavsiyemi mutfakta anlatmak istiyorum" demiş.Mutfağı ve yemek yapmayı bilmeyen delikanlı "Olur" demiş çekine ,çekine.

 

Baba, ocağa aynı büyüklükte üç kap koymuş, hepsini suyla doldurup üçünün de altını yakmış.

 

"Şimdi, istediğim her şeyden iki tane vereceksin bana" demiş oğluna.

 

Sırasıyla havuç, yumurta ve kavrulmamış kahve çekirdeği istemiş...

 

Oğlu hepsinden ikişer tane vermiş babasına.Adam iki havucu birinci kaba, iki yumurtayı ikinci kaba ve iki kavrulmamış kahve çekirdeğini üçüncü kaba koymuş.

 

Her üçünü de yirmi dakika süreyle kaynatmış.

 

Daha sonra kapları indirip yemek masasına buyur etmiş oğlunu.

 

Yemek masasında üç tabak duruyormuş.Kaplarda kaynayan havuçları, yumurtaları ve kahve çekirdeklerini büyük bir özenle tabaklara yerleştirmiş.

 

Sonra oğluna dönüp sormuş: "Ne görüyorsun?"Oğlu düşünürken açıklamaya başlamış."Havuçlar haşlandıkça aslını kaybedip yumuşamış.

 

Yumurtalar görünüşte baştaki gibi sert duruyorlar ama içleri katılaşmış.

Kahve taneleri ise olduğu gibi duruyor, başta neyseler sonunda da öyleler.. "

 

Sonra asıl tavsiyesine sıra gelmiş: "Evlilikte aşk ve şefkat birlikte olmalıdır.

 

Aşksız bir evlilikte her iki eş de şu gördüğün havuçlar gibi birbirlerini tüketirler, eskitirler, pörsütürler.

 

Şefkatsiz bir evlilikte ise eşler birbirlerine ne kadar tahammül etseler de, şu gördüğün yumurtalar gibi içten içe katılaşırlar, birbirlerinden uzaklaşırlar.

 

Aşkın da şefkatin de olduğu bir evlilikte ise,şartlar ne olursa olsun, eşler tıpkı şu kahve taneleri gibi, birbirlerinin yanında kalırlar, kendi kişiliklerini yitirmezler.

 

Kahve tanelerinin tekrar kaynatılmaya hazır olmaları gibi, onlar da birbirleriyle baş başa uzun yıllar geçirmeye isteklidirler.

 

Oğlu aldığı bu dersten tatmin olmuşa benziyordu.

 

"Asıl ders bu değil!" dedi baba.Oğlunun elinden tuttu, ocağın üzerinde bıraktığı kapların içinde kalan suları gösterdi" Havuçlardan ve yumurtalardan arta kalan suya bak... İkisinde de bir tat yok "

 

Kahve çekirdeklerini çıkardığı kaptaki suyu yavaşça bir fincana boşalttı.

 

Mis gibi taze kahve kokuyordu. Fincanı oğluna uzattı" İçmek istersin herhalde" dedi.

 

Oğlu kahvesini yudumlarken konuşmasını sürdürdü."Kahve çekirdekleri gibi birbirlerini tüketmeyen eşlerin paylaştığı yuva da işte böyle olur. Mis gibi, temiz ve huzur verici.

 

Başka herkesin fincanına koyup yudumlayacağı taze kahve gibi...

 

Çünkü onlar birbirlerini harcamayarak, birbirlerine aşkla ve şefkatle davranarak hayata kendi tatlarını, kokularını ve renklerini katmayı başarırlar."

 

Kahve taneleri gibi olabileceğimiz bir yaşam geçirmemiz dileğiyle…

 

            Sizin İçin Seçtiklerim :Gülistan Dergisi

                          Isparta -Kasım 2006