ÇİĞDEMLİ KASABASI NIN TARİHÇESİ
Kasabanın önceki ismi Sorgun Köyüdür.1928 yılında Bozok Mebusu Süleyman Sırıır İçöz ün teklifiyle Bozok sancağının ismi Yozgat, ilçe yapılan Büyükköhne nin adı Sorgun yapılmıştır. Kasabamız ise Sorgun Köyü olarak anılmıştır. Köyümüze 1972 yılında belediye teşkilatı kurulunca aynı ilde aynı adla birden fazla belediye olamıyacağı için başka bir ad alması gerekmiştir. Köyümüzde Çiğdemli diye anılan bir mevkiinin bulunması ve çiğdem bitkisinin bol yetişmesinden dolayı kasabaya "Çiğdemli" adının verilmesi uygun görülmüştür. Çok eskilerde kervan yolu kasabamızdan geçermiş. Akdağ-Söğütlü'den gelen deve kervanı bu köyde konaklarmış. Kasabanın en eski tarihi binası "Camii Kebir" dir. Camii girişinde bulunan mermer kitabedeki yazılı olan bilgilere göre bu camii Bozok Sancağ'ndan İsa Bey tarafından yaptırılmıştır. Mimarı Çerkez Ahmet Bey'dir. Rumi 1167 (M. 1751) tarihinde Sorgun'lu Hacı Mahmut adlı bir zat tarafından tamir ettirilmiştir. Tamiratı (M. 1751) tarihinde yapıldığına göre yerleşim tarihi daha da eskilere dayanmaktadır
Sorgun ilçesinin kuzeydoğusunda, Kayseri-Samsun, Sorgun-Kadışehri yolu üzerinde kurulmuş bir kasabadır.Kasabanın ortasından" Büyük öz" deresi geçmektedir. Yeri düz, geniş ve yeşil bir alana sahiptir. İçinde bulunan kavak ve söğüt ağaçları kasabaya ayrı bir güzellik kazandırmaktadır. İlçeye yakın ve yol üzerinde olması kısa zamanda büyümesini ve gelişmesini sağlamıştır.
Eğitim-Öğretim
KÖHNE MEDRESESİ
“Sorgun İlçesine 9 km. uzaklıkta bulunan Çiğdemli Kasabasında bulunan medersenin 1898 Maarif Salnamesi’inden adı ile 100 öğencisinin öğretim gördüğünü öğreniyoruz.
Mederese hakkında daha başka bilgiye sahip değiliz.”
Kaynak: Osmanlı Devleti ve Bozok Sancağı sayfa: 400
S
.Burhanettin KAPUSUZOĞLU
Camii Kebir yanında 1928 yılına kadar Osmanlıca eğitim yapıldı. 1931 yılına kadar yeni Türkçeyle eğitime devam edildi.Şimdiki okulun yanında 1940 yılına kadar 3 sınıflı öğrenim yapıldı. 1940 yılında deprem nedeniyle mevcut ilkokul yıkıldı. 1950 ve sonrası Zöftere'nin Osman'ın köy odasında öğrenime devam edildi. 3 derslikli ilkokul 1952 yılında yapıldı ve köye enstitü mezunu öğretmen atanarak öğrenim süresi 5 yıla çıkarıldı. Daha öncesinden Köyde eğitmen olarak görev yapan Ziya Coşkunyürek yeni okulda da görevine devam etti 40 yıla yakın eğitmenlikten sonra emekli oldu ve 1992 'de vefat etti. 1991 yılında eskiyen ve ihtiyaca cevap veremez duruma gelen okul binası yıkılarak Devlet-millet işbirliği ile 6 derslikli yeni bir ilkokul binası yapıldı. Yine aynı yıl Karşıyaka Mahallesine Yunus Emre İlkokulu adında 6 derslikli ikinci bir ilkokul binası yapıldı. Çiğdemli ortaokulu 1975 yılında Belediye'ye ait binada öğrenime başlamıştı. 1989 yılında devlet-millet işbirliği ile yapılan lise binasında Çiğdemli Çok Proğramlı Lisesi adıyla birleştirilerek 1989-90 öğretim yılında lise öğrenimine başlanmıştır.
Camii Kebir tarihi:
Camii girişinde bulunan mermer kitabedeki yazılı olan bilgilere göre bu camii şerif; Bozok Sancağ'ndan İsa Bey tarafından yaptırılmıştır. Mimarı Çerkez Ahmet Bey'dir. Rumi 1167 (M. 1751 tarihinde Sorgun'lu Hacı Mahmut adlı bir zat tarafından tamir ettirilmiştir. 4 ayak üzerinde tek büyük kubbe olarak inşa edilen camiinin 1987 yılında ön tarafına 3 kubbe ilâvesi yapılmıştır. Camii avlusundaki su ise, 1982 yılında Belediye Başkanlığı yapan Yalçın Biçer'in önderliği ve halkın yardımlarıyla getirilmiştir. İmam-evi halk tarafından 1973 yılında yapılmıştır. İkinci cami; Yeni Cami'dir. Karşıyaka mahallesinde olup, 1980 yılında, minaresi ise 1982'de yapılmıştır. Üçüncü cami Gülveren Mahallesinde 1993'te inşaatına başlanmış olup 1995'te hizmete girmiştir.
Çiğdemli kasabası 7 Mahalleden oluşmaktadır; Camii Kebir, Kale, Gülveren, Karşıyaka, Bürünören, Duralidayı ve İsmailhacılı mahalleleridir.
Bürünören köyü , Duralidayı köyü, İsmailhacılı köyüleri ; İÇİŞLERİ BAKANLIĞININ 17. 08. 2005 TARİH VE 58603 SAYILI KARARIYLA ÇİĞDEMLİ BELEDİYESİ SINIRLARI İÇİNE MAHALLE OLARAK KATILMIŞTIR.
Bürünören Mahallesinde (köyü) Tekke: Ağillas Tekkesi: Kafkaslardan gelendiği Söylenen Ak İlyas isminde zaat yatmaktadır.. Tekkenin Gerçekliği konusunda yaşanan Somut Örnekler vardır. Kerem ve İrbehem (İbrahim Afşar) Tekkede Gömü var düşüncesiyle tekkeyi kazmışlardır. Bunun neticesinde aynı gün Keremin rüyasına giren Ak İlyas "Kanatlarımı Kırdınız" demiş ve aynı gece Keremin bakkalı yanmıştır İrbehem de hastalığı bulmuştur. Şuan Hastalığı devam etmektedir.
Duralidayı Mahalleis (Köyün) adıyla anlatılan rivayette şudur : Horasan Erlerinden olan üç Pîr Ali Halil ve Bedir adlı zatlar Zileden Sorguna doğru gelirlerken Halil Baba Gevrek-Karalık köyleri arasında vefat eder Ali Baba ve Bedir Baba ise bugünkü Duralidayıh Köyünün olduğu yere gelince gaipten bir ses Dur ya Ali diye seslenir Ali Baba köyün üstünde vefat eder Bedir Baba ise ilçedeki kaplıcanın olduğu yerde vefat eder Ali Babanın türbesi Duralidayıh Köyünün yukarısındadır Etrafı taşlarla çevrilidi. Halk tarafından ziyaret edilmektedir Köyün ismi de bu Durali Baba evliyasından gelmektedir. Köyün içinde ve güneyindeki tepede ayrı ayrı olmak üzere iki evliya daha vardır Bu iki evliyanında Durali Babanın kardeşlerinin türbesi olduğu rivayeti yaygındır Halk tarafından buralar da ziyaret edilir
İsmailhacılı Mahallesi ( köyü): Sürü sahibi İsmail Ağa, Dedebağ
mevkiinde yaylada yaşarmış. Köyün şimdiki olduğu yerde koyun ağılı
varmış. İsmail Ağa yazın yaylada, kışın ağılda kalırmış. İsmail Ağa, gün gelir ölür. Çocukları ağılın olduğu yere gelerek ev yaparlar. Köyün
adı İsmail Ağa olarak söylenmiş. Ve isim zamanla değişerek
ismailhacılı olmuş. Tarihi ikiyüz yılı geçmez. Sonraki yıllarda İsmail Ağa'nın çocukları köyden göçüp gitmişler.
ÇİĞDEMLİ KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ
BAŞKANI
İBRAHİM EFE