GönderenKonu: ÇİĞDEMLİ KASABASI NIN TARİHÇESİ  (Okunma sayısı 1158 defa)

iefe66

  • Site Yöneticisi
  • İleti: 840
  • Üyelik Tarihi: 14-09-2011
ÇİĞDEMLİ KASABASI NIN TARİHÇESİ
Tarih : 05-10-2011 Saat : 17:13

ÇİĞDEMLİ KASABASI NIN TARİHÇESİ      

 

Kasabanın önceki ismi Sorgun Köyüdür.1928 yılında Bozok Mebusu Süleyman Sırıır İçöz ün teklifiyle Bozok sancağının ismi Yozgat, ilçe yapılan Büyükköhne nin adı Sorgun yapılmıştır. Kasabamız ise Sorgun Köyü olarak anılmıştır. Köyümüze 1972 yılında belediye teşkilatı kurulunca aynı ilde aynı adla birden fazla belediye olamıyacağı için başka bir ad alması gerekmiştir.  Köyümüzde Çiğdemli diye anılan bir mevkiinin bulunması ve çiğdem bitkisinin bol ye­tişmesinden dolayı  kasabaya "Çiğdemli" adının verilmesi uygun görülmüştür. Çok eskilerde  kervan yolu kasabamızdan geçermiş. Akdağ-Söğütlü'den gelen deve kervanı bu köyde konaklarmış. Kasabanın en eski tarihi binası "Camii Kebir" dir. Camii girişinde bulunan mermer ki­tabedeki yazılı olan bilgilere göre bu camii  Bozok Sancağ'ndan İsa Bey tarafından yaptırılmıştır. Mimarı Çer­kez Ahmet Bey'dir. Rumi 1167 (M. 1751)  tarihinde Sorgun'lu Hacı Mahmut adlı bir zat tarafından tamir ettirilmiştir. Tamiratı (M. 1751) tarihinde yapıldığına göre yer­leşim tarihi daha da eskilere da­yanmaktadır

Sorgun ilçesinin kuzey­doğusunda, Kayseri-Samsun, Sorgun-Kadışehri yolu üzerinde kurulmuş bir kasabadır.Kasabanın ortasından" Büyük öz" deresi geç­mektedir. Yeri düz, geniş ve yeşil bir alana sahiptir. İçinde bulunan kavak ve söğüt ağaçları kasabaya ayrı bir gü­zellik kazandırmaktadır. İlçeye yakın ve yol üzerinde olması kısa zamanda büyümesini ve gelişmesini sağlamıştır.

 

 Eğitim-Öğretim

 KÖHNE MEDRESESİ

“Sorgun İlçesine 9 km. uzaklıkta bulunan Çiğdemli Kasabasında bulunan medersenin 1898 Maarif Salnamesi’inden adı ile 100 öğencisinin öğretim gördüğünü öğreniyoruz.

Mederese hakkında daha başka bilgiye sahip değiliz.”

 

Kaynak: Osmanlı Devleti ve Bozok Sancağı  sayfa: 400

S .Burhanettin KAPUSUZOĞLU

 

Camii Kebir yanında 1928 yılına kadar Osmanlıca eğitim yapıldı. 1931 yılına kadar yeni Türkçeyle eğitime devam edildi.Şimdiki okulun yanında 1940 yılına kadar 3 sınıflı öğrenim ya­pıldı. 1940 yılında deprem nedeniyle mevcut ilkokul yıkıldı. 1950 ve sonrası Zöftere'nin Osman'ın köy odasında öğrenime devam edildi. 3 derslikli ilkokul 1952 yılında ya­pıldı ve köye enstitü mezunu öğretmen atanarak öğrenim süresi 5 yıla çıkarıldı. Daha öncesinden Köyde eğitmen olarak görev yapan Ziya Coşkunyürek yeni okulda da görevine devam etti 40 yıla yakın eğitmenlikten sonra emekli oldu ve 1992 'de vefat etti. 1991 yılında eskiyen ve ihtiyaca cevap veremez duruma gelen okul binası  yıkılarak Devlet-millet iş­birliği ile 6 derslikli yeni bir ilkokul binası yapıldı. Yine aynı yıl Karşıyaka Mahallesine Yunus Emre İlkokulu adında 6 derslikli ikinci bir ilkokul binası yapıldı. Çiğdemli ortaokulu 1975 yılında Belediye'ye ait binada öğrenime baş­lamıştı. 1989 yılında devlet-millet işbirliği ile yapılan lise binasında Çiğdemli Çok Proğramlı Li­sesi adıyla birleştirilerek 1989-90 öğ­retim yılında lise öğ­renimine başlanmıştır.

 

Camii Kebir tarihi:

Camii girişinde bulunan mermer ki­tabedeki yazılı olan bilgilere göre bu camii şerif; Bozok Sancağ'ndan İsa Bey tarafından yaptırılmıştır. Mimarı Çer­kez Ahmet Bey'dir. Rumi 1167 (M. 1751 tarihinde Sorgun'lu Hacı Mahmut adlı bir zat tarafından tamir ettirilmiştir. 4 ayak üzerinde tek büyük kubbe olarak inşa edilen camiinin 1987 yılında ön tarafına 3 kubbe ilâvesi yapılmıştır. Camii avlusundaki su ise, 1982 yı­lında Belediye Başkanlığı yapan Yalçın Biçer'in önderliği ve halkın yar­dımlarıyla getirilmiştir. İmam-evi halk tarafından 1973 yılında yapılmıştır. İkinci cami; Yeni Cami'dir. Karşıyaka mahallesinde olup, 1980 yılında, mi­naresi ise 1982'de yapılmıştır. Üçüncü cami Gülveren Mahallesinde 1993'te inşaatına başlanmış olup 1995'te hiz­mete girmiştir.

Çiğdemli kasabası 7 Mahalleden oluşmaktadır; Camii Kebir, Kale, Gülveren, Karşıyaka, Bürünören, Duralidayı ve İsmailhacılı mahalleleridir.

 

 

 

 

Bürünören köyü ,  Duralidayı köyü, İsmailhacılı köyüleri ; İÇİŞLERİ BAKANLIĞININ 17. 08. 2005 TARİH VE 58603 SAYILI KARARIYLA ÇİĞDEMLİ BELEDİYESİ SINIRLARI İÇİNE MAHALLE OLARAK KATILMIŞTIR.

Bürünören Mahallesinde (köyü)  Tekke: Ağillas Tekkesi: Kafkaslardan gelendiği Söylenen Ak İlyas isminde zaat yatmaktadır.. Tekkenin Gerçekliği konusunda yaşanan Somut Örnekler vardır. Kerem ve İrbehem (İbrahim Afşar) Tekkede Gömü var düşüncesiyle tekkeyi kazmışlardır. Bunun neticesinde aynı gün Keremin rüyasına giren Ak İlyas "Kanatlarımı Kırdınız" demiş ve aynı gece Keremin bakkalı yanmıştır İrbehem de hastalığı bulmuştur. Şuan Hastalığı devam etmektedir.

Duralidayı Mahalleis (Köyün) adıyla anlatılan rivayette şudur : Horasan Erlerinden olan üç Pîr Ali Halil ve Bedir adlı zatlar Zileden Sorguna doğru gelirlerken Halil Baba Gevrek-Karalık köyleri arasında vefat eder Ali Baba ve Bedir Baba ise bu­günkü Duralidayıh Köyünün olduğu yere gelince gaipten bir ses Dur ya Ali diye seslenir Ali Baba köyün üstünde vefat eder Bedir Baba ise ilçedeki kap­lıcanın olduğu yerde vefat eder Ali Babanın türbesi Duralidayıh Köyünün yukarısındadır Etrafı taşlarla çevrilidi. Halk tarafından ziyaret edil­mektedir Köyün ismi de bu Durali Baba evliyasından gelmektedir. Köyün içinde ve güneyindeki tepede ayrı ayrı olmak üzere iki evliya daha vardır Bu iki evliyanında Durali Babanın kardeşlerinin türbesi olduğu rivayeti yaygındır Halk tarafından bu­ralar da ziyaret edilir

 

 

 

İsmailhacılı Mahallesi ( köyü): Sürü sahibi İsmail Ağa, Dedebağ

mevkiinde yaylada yaşarmış. Köyün şimdiki olduğu yerde koyun ağılı

var­mış. İsmail Ağa yazın yaylada, kışın ağılda kalırmış. İsmail Ağa, gün gelir ölür. Çocukları ağılın olduğu yere ge­lerek ev yaparlar. Köyün

adı İsmail Ağa olarak söylenmiş. Ve isim zamanla de­ğişerek

ismailhacılı olmuş. Tarihi ikiyüz yılı geçmez. Sonraki yıllarda İsmail Ağa'nın çocukları köyden göçüp git­mişler.

ÇİĞDEMLİ KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ

BAŞKANI

İBRAHİM EFE