Yozgat Ağzı
danaya, “bıza”; ilçeye “gaza”
herkes faraş diyor, bizde “kos kura”
yozgat’ta nasıla, “neşaal” diyorlar
amcamıza “derik emmi”
“culuk” olur bizde hindi
kaza, “bodu” ördeğe “şibi”
yozgat’ta halaya, “eme” diyorlar
patatese “gumpür”;havuca “pürçüklü”
tencereye “guşene”;köpeğe “kuçüklü”
başkası yataklı; bizde “döşekli”
yozgat’ta mendile “yağlık” diyorlar
mandaya “camız”; koyuna “davar”
sende gönder bizler savar
banyoya, “çimmek”; rüzgara, “yel”
yozgat’ta sedire “makat” diyorlar
elbiseye “entari”, ekmeğe “somun”
“asbap”; olur adı iç çamaşırın
yanımıza “boör”, arkada “sırtın”
yozgat’ta bardağa, “gade” diyorlar
cama “toplu”; başa “gafa”
anamıza “aba”, üzüntüye “tasa”
geçen yıla, “bıldır”; damada “guva”
yozgat’ta havluya “peşgir” diyorlar
yeleğe, “cemeden”; kazağa “hırka”
çileye, “gelep” der; tezeğe “yapma”
“gop gop” diyoruz, bizde koşmaya
yozgat’ta rezile; “malamat” diyorlar
tazeye “acar”, “afili” oynak
eşeğin yaptığı işe, “ağnanmak”
yanlış yola gördemeye, “azıtmak”
hepsi birdene, “alayı” denir
yakışıklı olanlara pek, “keleş”
bedava yolunun adıdır, “beleş”
mundar olan hayvan etine de, “leş”
köy bekçisine de, “kizir” denirlir
eşeğin sıpasının adıdır, “kirik”
ağaçta açılan işaret, “kertik”
parmakla vurmaya bilirsin, “kintik”
kaba yerine de, “gubat” denilir
çamurla karışık akan su, “mırıl”
kesilmiş hayvanın etine, “mısmıl”
nerenin ilçesi bilirsin bismil
bir cins salçaya da, “pelver” denilir
kümese, “pine”; cekete, “sako”
koy yerine de deniyor, “go”
pardüsünün eski adıdır, “palto”
iri, çok iriye, “zırıl” denilir
gece yenen yemek adı, “yastılık”
ağaçtan su bardağına da, “yatık”
baş örtüsü, yemeniye de, “yapık”
aşırı sevgiye, “yangı” denilir
acemi yerine “tor”; una, “ufra”
bunları bilmeye yozgat’a uğra
şimdide geldi bizlere sıra
kocanın yerine, “herif” denilir
karının, erkeğin, kırığı; “oynaş”
eskiden yemeğe denilir di, “aş”
aldatan adama denirki, “galleş”
ayrana bizde, “çalkama” denir.
“godek”, kuyruğu kısa olanlar
“golük”, derseniz eşekler anlar
“gurük”, tabiri kısa kulaklar
taze kuzuya da, “gorpe” denilir.
Demir “gullepe”, denir menteşe
“islah” ise malûmdur neşe
ayşe yerine denilir “anşe”
“camız” derisine de “ gon” denilir
işarete “işmar”, sürgüne “ışgın”
ince söğüt dalının adıdır “ılgın”
“guum” ise büyüğüdür “ırbığın”
anne tavuğada “gurk” denilir.
çeneye “duşga”, işarete “en”
“ekmek düşmanına”, beleşten yiyen
amcanın oğluna denilir “yiyen”
saf beceriksize “elevay” denir
su yerden kaynarsa adına “eşme”
“pöhrekle” gelirse oluyor “çeşme”
oturma yerine denir “döşeme”
fiyata, ücrete “baha” denilir.
Ark’a “gever”, fırçaya “gerbe”
gübre taşınan alet, “geçgere”
bir yere gidene deniyor “nere”
kendir ipliğine “gındap” denilir.
Kar, dolu arası yağışa “gırcı”
büyük kız kardeşe denilir “bacı”
“iriş ki” nemi, bil sucuk içi
sandalyeye de “iskembi” denir
kötüde birliğe, “ağız birlemek”
sürünün yattığı yer “ağreklenmek”
iş gücünün neticesine “emek”
yarı “go” ekine de “alaca” denir
boşanan “avrada” denir “el kiri”
emsallerden farklılara “aykırı”
havlunun yerine iste “peşgiri”
köşeye kenara “becek” denilir
“başangı” nemi, yaramaz çocuk
hindinin bizdeki adına “culuk”
hıyarın ufağı biliniz “cüllük”
yünü kırkılmışa da “cıbır” denilir
kötü parça ete “cılındırık”
tarla kuşuna denir ki “cırlık”
yeni elbiseye deniyor “cıcık”
sırnaşık insana “çaldakıl” denir
çok üşümeye denir “buymak”
havalı olana “buluda ürmek”
deve böğürmesi bil “bozulamak”
ekilmemiş tarlaya da “boz” denilir
“boz söktürmek” zora koşmaktır
“boduç” der isen, küçük bardaktır
hem suçlu hem güçlü“baskın çıkmaktır”
yolu şaşırmaya da “azmak” denilir
biraz önceye denir “bayaktan”
sebze tarlasına deniyor “bostan”
yeniden yazmaya haydi “silbaştan”
geçen yıla bizde “bıldır” denilir
“boynuzu kurtlu” hakaret deyimi
“boybürük” ise kadın giysisi
evdeki kediye de “pisi pisi”
bir ara yerine “biçala” denir
“baş bıçağı” usturanın bir adı
camız sürüsüne deniyor “gudü”
yaşlı karı ismine de “cadı”
çok üşümeye de “buymak” denilir
yozgat’ta tekmeye deniyor “depik”
köşesi noksana denilir “gedik”
buğdayın pişmişine de “hedik”
yağcı yalakaya “oşukcu” denir
“herifin” eşine denir “asikli”
çocuklu ananın namı “emzikli”
mayalı “bazlama” ise “eşkili”
üşenmek yerine “erinmek” denir
eldivene “ellik” de, kuzuya “emlik”
yardımlaşmaya da denir “elbirlik”
kıl keçisinin adı bizler de “filik”
sulu at bokuna “fişkı” denilir
kadının oynaşı yerine “gırık”
merinos koyunun adına “gıcık”
çenenin altına deniyor “gıdık”
çalım satmaya da “gırışmak” denir
dinlenme yerine denir “feramak”
yıkılmaya yüz tutana “gağşamak”
yokluk çekmeye de denir “gavınmak”
zor ile açmaya “ganırtmak” denir
iyi kızmış “fotul fotul” ötüyor
pazarında “gırmızıyı” satıyor
gelinin başına “gıvrak” örtüyor
saç tokasına da “gıstırma” denir
çoban elbisesi yozgat’ca “aba”
bir başka manası ablaya “aba”
bedava olaba deniyor “caba”
süt,yoğurt,ayrana “ağartı” denir
ablası güzele “abısı güzel”
“çabuk gel” yerine “gız hele gel gel”
“afili” havalı, “babal” sa vebal
bizlerde gölgeye “garaltı” denir
ala köpeğe de deniyor “alaş”
yaklaş yerinede hep denir “yanaş”
“usulun” yerine denilir “yavaş”
karmaşık işlere “çelpeşen” denir
konuşamayana deniyor “ahraz”
aşırı istekli hayvana “abaz”
çok konuşana denir “alağaz”
anadan üryana “cıplak” denilir
zayıf,çelimsize deniyor “arık”
mendilin adıda bizlerde “yağlık”
“cılga” keçi yolu, hastaya “alık”
saralı olana “ağrıklı” denir
kuşun yavrusunun ağzı “kılavlı”
geri zekalılar tüm “andavallı”
yakası kirliye denir “yağdalı”
büyük çiviyede “eyseri” denir
çorba tasınada denir “badiye”
ne edeceğine, deki “nediye”
rüşvetin adına dendi “hediye”
bir araya bizde “biçala” denir
“bunak” çok yaşlı, “bunelek” sinek
“büzüdüp” durmaya denir “üşütmek”
eksiden “nân” ne, bilesin ekmek
şelaleye bizde “cavlak” denilir
ceza çekmenin adı “cereme”
tecrübeye denir, “ağız belleme”
ceketsiz giysinin adı “dallama”
din kardeşliğine, “ahretlik” denir
yarı kaçık olan “aklı çavdarlı”
“eli uz” adama pek becerikli
filikten örmeye denir “filikli”
vurdum duymazada “gaylesiz” denir
kümese konulan yumurtaya “fol”
evladın adı da bizlerde “oğul”
düğün hediyesinin adına da “yol”
şımarmak yerine “yelikmek” denir
çekilmez kadına “ömür iyasi”
“sepelemek” ise yağmur yağması
“seyis” ise bizde at bakıcısı
üç ayak demire “sacağı” denir
gözleri şaşıya derlerki “yılık”
“yazı”ya bırakılan ata “yılkılık”
“dırmıkla” toplanan samana “yılmık”
görgü göreneğe “yordam” da denir
dudakları ayrı olana “yırık”
yarı açık olan kapıya “kıvık”
yün kırkma aleti adına “kırklık”
yumurta pişene “kirpikli” denir
gri renginedeki atlara “ konur”
itibar yerine derler ki “onur”
“ilikmen” ocağın önüne konur
değirmende una “yörelik” denir
üç,dört sürülük koyunlara “yoz”
ekilmemiş tarla adına da “boz”
çok büyük çekicin adına “balyoz”
sırt yerine bizde “yağarnı” denir
rehine konulan mallara “vesek”
tarlada iri toprağa “kesek”
buzağının hızlı koşmasına “tezmek”
büyük testereye “tomurgu” denir
“tülek” tüyleri dökülmüş tavuk
sabanın demir olanı “pulluk”
nefesin adına derler ki “soluk”
torba yoğurduna “teleme” denir
“sıracalı” çok pasaklı demektir
itin küçük çişi “siymektir”
geçimsiz koca karı da “sinnektir”
kırık çıkık sarana “sınıkcı” denir
asık surata da denir “somurtmak”
elbisesin çıkartmaya “soyutmak”
çocuklara bakmak ise “avutmak”
kurnaz yaramaza “hızana” denir
kulplu su getirme aracı “helke”
yeni doğan taze kuzuya “görpe”
küçük dağlara da denilir “tepe”
ev halkına bizde “horanta” denir
“seklem” tahıl dolusu çuval
bol keseden atmayada “martaval”
çobanın çaldığı alete “kaval”
ayağı tüylüye “çağşırlı” denir
buğdayın yetmemiş haline “firik”
küçük duvar taşlarına da “helik”
hemen kırılacak olana “kevik”
böbrek yerine de “bödelek” denir
anahtara “kit”, az olana “kıt”
bir yerden terslenen yemiştir “zılgıt”
fakirin de kestanesidir “palıt”
dertleşme yerine “halleşme” denir
“hasas” köy bekçisi, rakipse “hasım”
akraba yerine denilir “hısım”
bana ne yerine de, “nemelazım”
havucun adına “pürçüklü” denir
“pel pel bakmak” aptalca bakış
aralık ayına denir “karakış”
iş yaptırma isteğine de “yumuş”
şımarmak yerine, “yelikmek” denir
karşıya “yamaç”, “verep” se yokuş
mundar hayvanın ölüsüne “leş”
oynaklık edenin adına “galleş”
“çökelik” aşına “sündürme” denir
ördek “şibi”, “şire” üzümün suyu
yumruğa “sumsa” muskaya “büyü”
“kâya” ve azaya köyün büyüğü
hastalıklara “marazlı” denir
bu seneye “bıyıl”, yumurta “bıdık”
kulak arkasına deniyor “duluk”
soğuk su çeşmesi adına “soğluk”
beceriksiz erkeğe “sünepe” denir
üzümün küçük parçası “cıngıl”
suyun içindeki taze ot “cibil”
“şıltakcı” yalandan ağlayan “gıncıl”
eğlenceli yemeğe “ferfene” denir
“gezeğen” çok gezen, kıza ise “gı”
“icik” az, yetmemiş ekine de “go”
kadının giysisin adıdır “manto”
iki avuç dolusuna “bigoşam” denir
“haydah” halayda atılan nara
siyah renge bizde denilir “gara”
kışlık yiyeceğin adına “zahra”
geri zekalıya “mankafa” denir
“derbeder” perişan zavallı demek
uzun ince ağaca “cerek”
“ne yapıyorsunun” cevabı “norek”
yüze vurmaya da “çemkirme” denir
“ecik” az, “ecicikmi” oda çok az
sabırsız,acele sözü “sıkboğaz”
sessiz kağnıda hiç “gıcılamaz”
kaşınmaya bizde “gicişme” denir
itin su içtiği oluğa “yalak”
keçinin yavrunusunun adıdır “oğlak”
donduz çocuğa da denirki “cıplak”
namussuz erkeğe “zampara” denir
toprağı düzleyen alete “tapan”
ekin ekilen alete de “saban”
çak taşlı, çiftçi aracı “düven”
yün dokunan araca “culfalık” denir
“comba” mandanın pek genç olanı
atına binmeden bağla “kolanı”
çifte gönder sabah erken “oğlanı”
deminden yerine “bayaktan” denir
“ayarsız” ayarı bozuk demektir
“abdesthaneyi” de “cümlalem” bilir
şimdiki türbana da “bürük” denilir
perişan zavallıya “derbeder” denir
“gadak” büyük çivi, kapsüle “ezva”
“ferik” taze tavuk her derde deva
“beleşe” deniyor şimdi “bedava”
buğdayın pişmişine “gavurga” denir
şubat ayı, hemi kısa “gucük”
ufacık yerine deniyor “guçcük”
demirden kaldıraç adına “kusük”
iş bitirmeyene “muhanet” denir
ne zaman yerine denir “nefaat”
çıkarın yerine derler “menfaat”
zorla sataşmaya denir “musallat”
aklı kıt olana “serseri” denir
makasa “sındı”, ilkönce “siftah”
iyi gelişmiş gürbüze “gümrah”
kolay işlerede deniyor “ferah”
kundura çivisine “gabara” denir
büyük erkek kardeşlere; de: “ede”
buğdayı toplama işine “desde”
suyun topraktan kabına “desdi”
“yel” den korunmaya “duldalık” denir
“garagura çöktü” kıpırdamıyor
geç doğan kuzuya “emlik” deniyor
“fırıldak” gibi fır fır dönüyor
çavuş kuşuna da “ibibik” denir
“kesmik” nemi saman irisi
yabancı olana derler “birisi”
içten pazarlılı olana “sinsi”
yassı küçük taşa “sülenke” denir
“müzevir” tezvir, “tıska” çelimsiz
zor bulunan “şikar”, çirkin “şikirsiz”
ulu orta konuşana da “densiz”
kışkırtma işine “fitleme” denir
pekmezin koyu olanı “çalma”
elmamın esas ismi de “alma”
mandanın gayet gencine “comba”
koyun pisliğine “çakıldak” denir
sahi mi; gerçek mi yerine “essah”
evel allah yerine de “eyvallah”
defol git yerine, deniyor “yallah”
yüze göre olana “mürayi” demir
gözleri dışarı olana “pörtlek”
pişmiş topraktan yapılır “pöhrek”
ne yapıyorsuna denir ki “norek”
bir “çuval” buğdaya “kelete” denir
“ilistir” süzgeç, “ırgatsa” işçi
çok güzel yerine denir “pek cici”
“gaydalama” ise keklik sekişi
büyük tencereye “guşene” denir
“goşam goşam” avuç avuç demektir
“avurt” ağız dolusu yemek yemektir
“bostan” yetiştirmek bunca emektir
kötü alışkanlığa “dadanma” denir
eşeği durdurmak için denir “çüş”
işsiz boş gezenin adına “berduş”
dört öküz koşmanın adına “çoluş”
çok konuşana “çenebaz” denir
kunduraya çakılan çivi “gabara”
çok siyah olana denir “gapgara”
rezil rüsvay olan “maskara”
eyreti durana “mudara” denir
“talaka” nemi, at arabası
tadı bozuk olan olmuştur “sası”
emniyet sağlar köyün “hasası”
çak abartıcıya “pohpohcu” denir
elbiseye “asbap”, topaca “ayı”
okuntudağıtmak işine “sayı”
“gırışıp” gezmekde bil “gabadayı”
aşık kemiğine “danapa” denir
obur “buarsak”, çeneye “duşga”
rüyaya “düş” denir, kargaya “garga”
misafire denir “buyur gonağa”
yumurta aşına “gaygana” denir
kelebeğin bizde adı “kepenek”
itme ile toplamaya “kürümek”
“omaç” sade yağla karışık ekmek
küçük tuvalete de “gan alma” denir
leğenin köyde adına “ilaan”
dur bekle yerine “ecik” dur “alen”
erkek çocuklara deniyor “oğlan”
eğleşme yerine “alenme” denir
fırlat “kötele”, “işlikse” yelek
“guyruğu” kısa olana “godek”
ne yapalıma kısaca “norek”
tahıl ölçeğine “urupla” denir
kekile “perçem”, “öpce” şımarık
yayıktan çıkan ayrana “gatık”
pişmiş buğdaya denilir “hedik”
herhalde yerine “ellaham” denir
yalancıktan rol yapanlara “mustur”
hak yolda gidene kur’an dır düstur
bu kelimeleri sen hep yazıp dur
çok konuşana da “geveze” denir
elbiseye “entari”, ekmeğe “somun”
“asbap”; olur adı iç çamaşırın
yanımıza “boör”, arkada “sırtın”
yozgat’ta bardağa, “gade” diyorlar
cama “toplu”; başa “gafa”
anamıza “aba”, üzüntüye “tasa”
geçen yıla, “bıldır”; damada “guva”
yozgat’ta havluya “peşgir” diyorlar
yeleğe, “cemeden”; kazağa “hırka”
çileye, “gelep” der; tezeğe “yapm...a”
“gop gop” diyoruz, bizde koşmaya
yozgat’ta rezile; “malamat” diyorlar
tazeye “acar”, “afili” oynak
eşeğin yaptığı işe, “ağnanmak”
yanlış yola gördemeye, “azıtmak”
hepsi birdene, “alayı” denir
“culuk” olur bizde hindi
kaza, “bodu” ördeğe “şibi”
yozgat’ta halaya, “eme” diyorlar
patatese “gumpür”;havuca “pürçüklü”
tencereye “guşene”;köpeğe “kuçüklü”
başkası yataklı; bizde “döşekli”
yozgat’ta mendile “yağlık” diyorlar
mandaya “camız”; koyuna “davar”
sende gönder bizler savar
banyoya, “çimmek”; rüzgara, “yel”
yozgat’ta sedire “makat” derizzzzzzzzzzzz çünkü biz yozgatlıyıh gardaşşşşş