İnsan bulunduğu mekândan iş için, tatil için, bazen keşif için, bazen sevgili için bazen de kendini bulmak için ayrılır. Yollar ve köprüler insanın bu amaçlarına ulaşması için aracı görevini yapar. İlginç tarafı insanı bir yandan birleştirirken bir yandan da ayırır. Bir şeye kavuşmak için yola çıkarsınız ama aynı zamanda bir şeyden de ayrılırsınız. Ayrıldığınız yer kopmak istediğiniz bir şeyse ne âlâ :) Ama kopmak istemediğiniz ya da kopmaya korktuğunuz bir şeyse ya yola çıkamazsınız ya da sürekli gel git yaşarsınız. Yollarda geçen bir başka hikâye de umduğunu bulamamaktır. Onca yolu göze almışsınızdır ama vardığınızda umduğunuzu bulamamışsınızdır. Ya da bulursunuz ama bulduğunuzu yanınıza alamadan tekrar dönmek zorunda kalabilirsiniz. Belki de hiç dönmez hep orada kalırsınız; bütün gemileri yaktım misali. Bir seçenek te iki mesafe arasında güzel bir mekik dokursunuz iki yeri de yaşama imkânı veren yolların köprülerin varlığına şükrederek :) Mevlana’nın zamanla ilgi yaptığı yorum gibi: “Zaman iyi ki akıp gidiyorsun, ya en acı anımda donup kalsaydın.” Peki ya yollar olmasaydı :) İşte böyle acı tatlı hikâyelere vesile olur yollar, kimi zaman yakınlaştırır kimi zaman uzaklaştırır. Aslında yolu, mesafeyi acı ya da tatlı yapan yine insan değil mi? Biz neye ne anlam verirsek öyle oluyor. Demem şu ki ‘’ iyi ki varsınız yollar. ‘’

Başka bir kapıdan baktığımda yollardan geçerken bir nevi hayatlardan geçtiğimizi fark ediyorum. Yolda mekânlardan geçiyorsun, tarihten, kültürden geçiyorsun bir de iyi ya da kötü bazı insanların hayatından geçiyorsun… Bazı insanların aklından ya da kalbinden geçip gittiğin gibi yollardan geçiyorsun. Nasıl yolda en sevdiğin yerde bir mola verip duruyorsan işte bazen de sevdiğin bir kalpte mola verip durmak istiyorsun. Nasıl bazen mola verdiğin o mekân ruhuna o kadar iyi geliyor ve oraya yerleşmeyi bile düşünüyorsan, işte bazen birinin kalbi de ruhuna öyle iyi geliyor ki o kalbin mabedinde yaşamak istiyorsun. Aslında her gün, her insan bir yola çıkıyor. Sabah kalktığında kafasındakilerle yeni bir gün için olan niyeti, yaşama bakışı hayatının yola çıkışı oluyor. Aslolan Simyacı’nın hikâyesinde olduğu gibi “insan nereye giderse gitsin kendisine gider” gerçeği değil midir :)

Bütün bu yol hikâyesini yazmama son seyahatlerimde tanıştığım üç kadın vesile oldu. Biri sevdiğinden ayrılıyordu, biri sevdiğine kavuşmaya gidiyordu, diğeri sürekli kendinden kendine seyahat ediyordu… 

İster havadan, ister karadan ya da deniz yolundan git güzel insan, çok bir şey fark etmez. Değişen sadece manzara olur; yani dekor :) önemli olan kalp yolun açık olsun. Her zaman hatırla ki düşüncelerin de bir yoldur, her gün yeni bir güne başlarken ve günü yaşarken hangi yolda olduğunun farkında olmazsan gün sonunda demir aldığın liman seni mutlu etmeyebilir. Sabah uyanınca önce kalp yolunu aç ve gülümse, nasıl olsa bütün yollar sana çıkar :) İyi hallerine çıkman dileğimle :)

Yol deyip geçme, hele kalp yolunu bulduysan hiç vazgeçme!

Sevgi ve sağlıkla ilerleyin

Arzu Bıyıklıoğlu

NLP Uzmanı ve Yaşam Koçu

www.arzubiyiklioglu.com

instagram.com/arzu.biyiklioglu/

facebook.com/arzubiyikliogluofficial/